UYUMSUZLUK
Örnek : öğrencinin yaşam koşullarının artırılması gerekir.
Cümlesinde yaşam koşulları kelıme grubu ile artırılması
kelimesi arasında uyumsuzluk vardır.yaşam koşulları artırılmaz düzeltilir.
Örnek : buna ancak okullar karar verir uygular.
Buna uygular olmaz bunu uygular olur. Bu seferde bunu
kelimesi ile karar verir kelime grubu arasında uyumsuzlk meydana
gelmektedir.cümledeki uyumsuzluğun giderilmesi için cümlenin ıkıncı kez yazılması gerekir.
Buna ancak okullar karar verir bunu okullar uygular.
ANLATIM BOZUKLUĞU
ÖZNE EKSİKLİĞİ
Örnek ; “projenin
hazırlıkları devlet tarafından tamamlandı
ve uygulamaya geçti” cümlesinde
özne eksiliği vardır .Cümlenin doğrusu “projenin hazırlıkları devlet tarafından
tamamlandı ve proje uygulamaya geçti”olarak yazılır.
YÜKLEM EKSİKLİĞİ
“Konsere gelmek isteyip istemediğini,isterse akşam
gideceğimizi söyledim” cümlesinde yüklem eksikliği var.Doğrusu “konsere gelmek
isteyip istemediğini söyledim,isterse akşam gideceğimizi sordum” diye yazılır.
NESNE EKSİKLİĞİ
“Dünyanın öbür ucundan bize mektup yazar, sevindirir. Cümlesinde
nesne eksikliği var.Doğrusu “dünyanın öbür ucundan bize mektup yazar,bizi
sevindirir” diye yazılır.
TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ
“Akşamüstü evden ayrıldı ve bir daha dönmedi” cümlesinde
tümleç eksikliği var.Doğrusu
“Akşamüstü evden ayrıldı ve eve bir daha dönmedi” diye
yazılır.
EK-FİİL EKSİKLİĞİ
“Okulun en çalışkan
öğrencisidir ; saygılı ve ölçüsüz değildir”. Cümlesinde ek-fiil
eksikliği vardır. Doğrusu “okulun en çalışkan öğrencisidir ; saygılıdır ve
ölçüsüz değildir”. Diye yazılır.
EKLERİN YANLIŞ
KULLANIMI
“Her insanlarla aynı samimiyeti yakalamak mümkün olmayabilir”
cümlesinde eklerin yanlış kullanımı vardır. Doğrusu “ her insanla aynı
samimiyeti yakalamak mümkün olmayabilir”. Diye yazılır.
1)Gereksiz Sözcük Kullanma:
Bir cümlede anlamları aynı olan veya anlamca biri diğerini içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
Açıklama: Fısıldamak zaten alçak sesle yapılan bir eylem olduğundan alçak sesi kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Kulağıma eğilerek bir şeyler fısıldadı.
*Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
Açıklama: Yürümek zaten yaya yapılan bir eylemdir, dolayısıyla yaya kelimesini kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bu yol yürümekle bitecek gibi değil.
*Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
Açıklama: Mektuplaşmak zaten karşılıklı yapılan bir eylemdir, dolayısı ile karşılıklı sözcüğünü kullanmaya gerek yoktur. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Onlar da beş yıldır mektuplaşıyorlar.
*Geçmişteki hatıralardan bir şikayetim yok.
Açıklama: Hatıra zaten geçmişte yaşananlardır, dolayısı ile geçmişte sözcüğünü kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Hatıralardan bir şikayetim yok.
2)Sözcükleri
birbiriyle karıştırma:
Anlamları
veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin karıştırılması cümlenin anlam
bütünlüğünü bozar.
- Geri kalmışlık Türkiye’ye özel bir durum değil.
Açıklama: Bu cümlede özel sözcüğü ile özgü
sözcüğü bir biri ile karıştırılmıştır. Geri kalmışlık özel bir durum
olamaz. Cümlenin dorusu şu şekilde olmalıydı: Geri kalmışlık Türkiye’ye
özgü bir durum değil.
- Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
Açıklama: Bu cümleden yaklaşık sözcüğü
ile yakın sözcüğü birbiri ile karıştırılmıştır. Cümlenin dorusu şu
şekilde olmalıydı: Bu binalar gerçekten çok yakın yapılmış
- Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
Açıklama: Bu cümlede de resim ile fotoğraf
birbiri ile karıştırılmış. Unutmayın resim çizilir, fotoğraf
çekilir. Cümlenin dorusu şu şekilde olmalıydı: Size birazdan düğün
fotoğraflarını göstereceğim.
- Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
Açıklama:
Bu cümlede de “güçlendiren” ile “güçleştiren” birbiri
ile karıştırılmış. Sınıfta kalmayı güçlendirmek sizce de mantıksız bir
kullanım değil mi? Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun
sınıfı geçmesini güçleştiren nedenleri araştırmak gerekir.
3)
Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma:
Sözcük
anlamlarına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da yanlış anlama gelecek
şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.
- Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
Açıklama: Cümlede bolluğa düşmek
yanlış kullanılmıştır. Bolluk olumlu bir kavramdır, düşmek
ise olumsuz kavramlarda kullanılır. Cümlenin doğrusu şu şekilde
olmalıydı: Bu onların bolluğa kavuştukları zaman bile savurganlık
etmelerine yol açar.
- Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
Açıklama: Hatırlatmak daha önceden olmuş
bir şeyi yeniden bilinç yüzeyine çıkartmaktır. Oysa bu cümlede program henüz
yayımlanmamıştır ve izleyiciler bunu bilmemektedir. Dolayısıyla izleyicinin
bilmediği bir şeyi hatırlatamazsınız, sadece tanıtırsınız. Cümlenin
doğrusu şu şekilde olmalıydı: Şimdi size yarın yayınlanacak
programlardan bazılarını tanıtıyoruz.
- Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
Açıklama: Şans sözcüğünü sadece olumlu
cümlelerde kullanabilirsiniz. Bu cümle sınavı kaybetmekten bahsediyor yani
olumsuz bir cümledir, öyleyse bu cümlede şans yerine ihtimal ya
da olasılık sözcüğü kullanılmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde
olmalıydı: Bence sizin bu sınavı kaybetme ihtimaliniz hiç yok.
- Alınan bunca borç Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasını sağladı.
Açıklama: Sağlamak sözcüğü sadece
olumlu cümlelerde kullanılır. Bu cümle olumsuz bir cümledir. Öyleyse bu
cümle için sağlamak sözcüğü uygun değildir. Sağlamak sözcüğünün yerine neden
oldu sözcük grubu kullanılmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde
olmalıydı: Alınan bunca borç Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasına
neden oldu.
- Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde cüzamlılar günü kutlanıyor.
Açıklama: Cüzam bir hastalıktır. Bir
hastalık kutlanabilir mi? Elbette hayır. Öyleyse bu cümlede kutlanıyor sözcüğü
yerine etkinlikleri düzenleniyor sözcük grubu kullanılmalıydı. Cümlenin
doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde
cüzamlılar günü etkinlikleri düzenleniyor.
4) Sözcüğün Yapısındaki Yanlışlık:
Bir
sözcük dilbilgisi kurallarına
aykırı türetilirse anlatım
bozukluğu doğar.
- Mehmet Efendi on beş yıldır bakkalcılık yapıyor.
Açıklama: Yaygın yanlışlardan biridir
bu. Bakkalcılık değil bakkallık. -cı eki gereksiz
kullanılarak sözcüğün yapısı bozulmuştur. Cümlenin doğrusu şu şekilde
olmalıydı: Mehmet Efendi on beş yıldır bakkallık yapıyor.
- Yiyecekleri kokturmuşsun.
Açıklama: Kokturmuşsun değil kokutmuşsun
olmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Yiyecekleri
kokutmuşsun.
- Bölgevi sorunlar artıyor.
Açıklama: Bölge sözcüğünün sonundaki
ek nispet i‘sidir. Bu Türkçe bir ek değildir; ancak bölge Türkçe bir
kelimedir. Nispet i’leri Türkçe kelimelere gelemez. Bölgevi değil bölgesel
olmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde
olmalıydı: Bölgesel sorunlar artıyor.
- Bilinçleşmenin gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
Açıklama: Bilinçleşmenin sözcüğünün yapısı bozuktur.
Sözcüğünün doğrusu bilinçlenmenin şeklindedir. Cümlenin doğrusu şu
şekildedir: Bilinçlenmenin
gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
5)Yerinde
Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler:
Bir sözcüğün
cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna
yol açar.
- Tarık çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
Açıklama: Cümledeki fazla topla oynuyor
bölümüne dikkat edelim. Tarık’ın önünde birden fazla top var da Tarık bu
toplarla mı oynuyor yoksa Tarık ayağında topu fazla mı tutuyor. Cümlede
anlatılmak istenen elbette Tarık topu ayağında fazla tutuyor. Öyleyse fazla
sözcüğü oynuyor fiilinden hemen önce getirilmelidir. Cümlenin doğrusu şu
şekilde olmalıdır: Tarık çok iyi futbolcu ama topla fazla
oynuyor.
- Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkana uğrardı.
Açıklama: Cümledeki günde kırk kere
ifadesine dikkat edelim. Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu mu
satılıyor, yoksa günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkana mı
uğruyor? Elbette anlatılmak istenen Limonlu salatalık turşusu
satan dükkana günde kırk kere uğrardı.
- Burada her Allah’ın günü kaza oluyor.
Açıklama: İnancımıza göre Allah birdir. “Her
Allah” kullanımı bu anlamda yanlıştır. Cümlenin doğrusu: Burada
Allah’ın her günü kaza oluyor.
- Başbakan Çin’e bu yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
Açıklama: Başbakan, bu yıl Çin’e 7 büyük gezi
düzenlemiş bu son düzenlediği gezi bu bir yıl içinde Çin’e 8. gezisi midir
yoksa başbakan bu yıl başka ülkelere 7 büyük gezi düzenlemiş bu son düzenlediği
büyük 8. gezi Çin’e midir? Cümle yukarıdaki hali ile düşünülürse bu yıl yapılan
tüm geziler Çin’edir. Oysa burada anlatılmak istenen şudur: Bu yıl 7 büyük gezi
yapıldı 8.si Çin’edir. Öyleyse cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Başbakan
bu yılın sekizinci büyük gezisini Çin’e yapıyor.
6)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada
Kullanılması:
Bir cümlede
anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam
bütünlüğünü bozar.Genellikle kesinlik ihtimal çelişkisi görülür.
- Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
Açıklama: Cümlede geçen “hiç şüphesiz” ve
“olsa gerek” sözcüklerine dikkat edelim. “hiç şüphesiz”
kesinlik ifade ederken “olsa gerek” olasılık ifade etmektedir.
Bir cümle ya kesindir ya da değildir, ikisi bir arada bulunamaz. Bu ifadelerden
birini çıkartmamız gerekiyor. Cümle iki şekilde düzeltilebilir: 1. Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkandır.
2. Bu olaya en çok üzülen başkan olsa
gerek.
- Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
Açıklama: Bu cümlede de aynı şekilde
anlamca çelişen sözcüklerin aynı cümlede kullanılmasından kaynaklı bir anlatım
bozukluğu var. Cümleden “şüphesiz” ya da “olmalı” sözcüklerinden
biri çıkarılmalıdır.
- Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
Açıklama:
“Kesinlikle” ve “ayağa kaldırabilir” sözcükleri kesinlik –
ihtimal yönüyle uyumsuzdur. Aynı cümlede ikisi bir arada kullanılamaz.
8) Gereksiz Yardımcı Eylemler Kullanma:
Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir kelimenin yardımcı eylem alarak çekimlenmesi yanlıştır.- Boşuna umut etme oraya gelmeyeceğim.
- Benden kuşku etmemelisin.
9) Mantık Hataları:
İyi ve sağlam bir cümlenin temel mantık ilkelerine uygun olması gerekir aksi taktirde anlatım bozukluğu yapılmış olur.- Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.
- Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme; hatta sara nöbetlerine dahi yol açabilir.
- Tezgahtar müşterinin aldığı oyuncağı kağıda sardı ve müşteriye verdi.
10)Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları:
Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.
Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.
*Ehliyetini
polis almış öyle mi?
*Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben biliyordum.
*Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
*Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben biliyordum.
*Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Not
1:Bazen de bu
belirsizlik noktalama
işaretleriyle giderilir.
*Hırsız,
çocuğu kovaladı.
*Genç, adama seslendi.
*Genç, adama seslendi.
*O, soruları
yapamadı.
Not
2: Bazen de eş
sesli sözcüğün cümlede 2 anlama da gelebilecek şekilde kullanılmasından
kaynaklanan anlam belirsizliği ortaya çıkar:
Anasayfa
> Türkçe Konuları >
Anlatım Bozuklukları Anlatım Bozuklukları
22 Aralık 2012 tarihinde admin tarafından eklendi.
ANLAM BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI1)Gereksiz Sözcük Kullanma:
Bir cümlede anlamları aynı olan veya anlamca biri diğerini içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
Açıklama: Fısıldamak zaten alçak sesle yapılan bir eylem olduğundan alçak sesi kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Kulağıma eğilerek bir şeyler fısıldadı.
*Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
Açıklama: Yürümek zaten yaya yapılan bir eylemdir, dolayısıyla yaya kelimesini kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bu yol yürümekle bitecek gibi değil.
*Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
Açıklama: Mektuplaşmak zaten karşılıklı yapılan bir eylemdir, dolayısı ile karşılıklı sözcüğünü kullanmaya gerek yoktur. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Onlar da beş yıldır mektuplaşıyorlar.
*Geçmişteki hatıralardan bir şikayetim yok.
Açıklama: Hatıra zaten geçmişte yaşananlardır, dolayısı ile geçmişte sözcüğünü kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Hatıralardan bir şikayetim yok.
2)Sözcükleri birbiriyle karıştırma:
Anlamları veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin karıştırılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.
- Geri kalmışlık Türkiye’ye özel bir durum değil.
- Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
- Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
- Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
3) Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma:
Sözcük anlamlarına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da yanlış anlama gelecek şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.
- Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
- Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
- Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
- Alınan bunca borç Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasını sağladı.
- Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde cüzamlılar günü kutlanıyor.
4) Sözcüğün Yapısındaki Yanlışlık:
Bir sözcük dilbilgisi kurallarına aykırı türetilirse anlatım bozukluğu doğar.
- Mehmet Efendi on beş yıldır bakkalcılık yapıyor.
- Yiyecekleri kokturmuşsun.
- Bölgevi sorunlar artıyor.
- Bilinçleşmenin gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız:
- Her şeyi pahalılandırmışsınız.
- Dilimizi çirkinletmeyelim.
- Sizce bu kişi kaçtı mı kaçtırıldı mı?
Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
- Tarık çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
- Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkana uğrardı.
- Burada her Allah’ın günü kaza oluyor.
- Başbakan Çin’e bu yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
6)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması:
Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.Genellikle kesinlik ihtimal çelişkisi görülür.
- Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
- Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
- Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız:
- Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
- Müdür Bey bu adam için:”Çok mütevazı , burnundan kıl aldırmayan biridir.”diyor.
- Artık kesinlikle böyle bir hataya düşmeyebilir.
- Okulu bitireli hemen hemen tam on yıl oldu.
- Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.
Deyim ve Atasözü Yanlışları:
Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ve halk diline,kültürüne yerleşmiş kelime gruplarıdır.Bu yüzden deyimlerdeki kelimeler kesinlikle değiştirilemez.Kullanılan deyim, cümleye de uygun olmalıdır.- Babasını görünce paçaları tutuştu.
- Çok acıktım midem zil çalıyor.
- O kadar kalabalık ki çuvaldız atsan yere düşmez.
- Ev sahibi ,Ayşe Hanıma bu ne şıklık böyle deyince Ayşe Hanım üzerine alındı.
8) Gereksiz Yardımcı Eylemler Kullanma:
Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir kelimenin yardımcı eylem alarak çekimlenmesi yanlıştır.- Boşuna umut etme oraya gelmeyeceğim.
- Benden kuşku etmemelisin.
Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız:
- Senin düşüncelerin hiçbir zaman bana etki etmez.
- Bu işi onun yapabileceğinden şüphe etmiyorum.
9) Mantık Hataları:
İyi ve sağlam bir cümlenin temel mantık ilkelerine uygun olması gerekir aksi taktirde anlatım bozukluğu yapılmış olur.- Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.
- Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme; hatta sara nöbetlerine dahi yol açabilir.
- Tezgahtar müşterinin aldığı oyuncağı kağıda sardı ve müşteriye verdi.
Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız:
- Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık.
- Karar TBMM’nin 230’a karşı 190 oyla aldığı bir kararla kabul edildi.
Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.
*Ehliyetini polis almış öyle mi?
*Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben biliyordum.
*Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Not 1:Bazen de bu belirsizlik noktalama işaretleriyle giderilir.
*Hırsız, çocuğu kovaladı.
*Genç, adama seslendi.
*O, soruları yapamadı.
Not 2: Bazen de eş sesli sözcüğün cümlede 2 anlama da gelebilecek şekilde kullanılmasından kaynaklanan anlam belirsizliği ortaya çıkar:
- Eve ondan önce dönmelisin. (Saat veya kişi)
- Eski Türklerde törenin önemi büyüktür. (Töre ve tören)
- Osmanlıda kadının önemli bir yeri vardır. (Kadı – kadın)
Bazı cümlelerden iki farklı anlam çıkabilmektedir.Bu tip karşılaştırma bildiren cümlelerdeki anlatım bulanıklığı giderilmediği taktirde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
*Adam,politikayla karısından çok ilgileniyor.
*Bu kötü insanlara sizden çok kızıyorum.
*Sen onu benden çok aradın.
1)Yüklem
Yanlışlığından Doğan Anlatım Bozuklukları:
Yüklemle
ilgili yanlışlıklar, yüklemin çatı,kişi,zaman,yardımcı eylemler,ek eylemler
gibi noktalarda cümleye uygunluk göstermemesi durumudur.
*Kahvaltıda
peynir,ekmek ve çay içtik.
*İçkiyi az sigarayı hiç içmem.
*Kimin dürüst,kimin dürüst olmadığını biliyor.
*Suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını söyle.
*Baloya güzel bir elbise ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.
*Çocuklarıyla bazen çok bazen de hiç ilgilenmezdi.
*Sabahları erken kalkar ve sakin havada koşuyordu.
*Annem yemek pişiriyor biz de ona yardım ediyorduk.
*Boyu kısa , bedeni de pek biçimli değildi.
*Aldığı şeyler hem pahalı hem de kaliteli değilmiş.
*Bu geziye okulumuz öğrencilerinden ve disiplin cezası almayanlar katılabilecek.
*İçkiyi az sigarayı hiç içmem.
*Kimin dürüst,kimin dürüst olmadığını biliyor.
*Suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını söyle.
*Baloya güzel bir elbise ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.
*Çocuklarıyla bazen çok bazen de hiç ilgilenmezdi.
*Sabahları erken kalkar ve sakin havada koşuyordu.
*Annem yemek pişiriyor biz de ona yardım ediyorduk.
*Boyu kısa , bedeni de pek biçimli değildi.
*Aldığı şeyler hem pahalı hem de kaliteli değilmiş.
*Bu geziye okulumuz öğrencilerinden ve disiplin cezası almayanlar katılabilecek.
2)Özne Yanlışlığından
Doğan Anlatım Bozuklukları:
Cümlede
öznenin bulunmamasından,öznenin gereksiz ekler almasından,
ya da özne olmayacak bir sözün özne gibi kullanılmasından kaynaklanır.
*Dernek
müdürünün yetkileri alındı ve kovuldu.
*O insanların sayısı azalıyor bulunmaz oluyor.
*Belediye tarafından yaptırılan dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve hizmete girdi.
*Yaşlı adamın parası alınarak evine gönderildi.
*Viraja hızlı giren aracın lastiği patladı ve kaza yaptı.
*Herkes kazayı seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.
*Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyor,yerinden kalkamıyordu.
*Filmin güzelliği herkesi etkiledi;çünkü güzel çekilmişti.
*O insanların sayısı azalıyor bulunmaz oluyor.
*Belediye tarafından yaptırılan dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve hizmete girdi.
*Yaşlı adamın parası alınarak evine gönderildi.
*Viraja hızlı giren aracın lastiği patladı ve kaza yaptı.
*Herkes kazayı seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.
*Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyor,yerinden kalkamıyordu.
*Filmin güzelliği herkesi etkiledi;çünkü güzel çekilmişti.
3)Özne Yüklem Uyuşmazlığından
Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu:
Öznenin
tekillik çoğulluk ve şahıs bakımından uyuşması gerekir;aksi taktirde anlatım
bozukluğu ortaya çıkar.
a)Topluluk isimleri özne ise yüklem
tekil olur;ancak topluluk isimleri çoğul eki alıyorsa yüklem de alabilir.
*Bizim takım
sahaya çıktılar.
*Takımlar nihayet sahaya çıktılar.
*Ordular uzun süredir savaşıyor.
*Takımlar nihayet sahaya çıktılar.
*Ordular uzun süredir savaşıyor.
b)Bitki,hayvan,cansız varlık ve organ
isimleri çoğul durumda özne ise yüklem tekil olur.
*Nedense
köpekler sabaha kadar havladılar.
*Çiçekler sıcaktan kurumuşlar.
*Bu sıralar çok sağlam yapılmışlar.
*Seni görünce gözlerim dolar.
*Çiçekler sıcaktan kurumuşlar.
*Bu sıralar çok sağlam yapılmışlar.
*Seni görünce gözlerim dolar.
Not:İnsan dışı
varlıklar kişileştirme yolu ile çoğul özne ise yüklem de çoğul
olabilir.
*Martılar
denize dalıp dalıp çıkıyorlar.
*Martılar bize selam getirdiler.
*Dağlar beyaz şallarını omuzlarına attılar.
*Martılar bize selam getirdiler.
*Dağlar beyaz şallarını omuzlarına attılar.
c)Eylem isimleri
,çoğul özne ise yüklem tekil olur.
*Gülüşmeler çok uzun sürdüler.
*Tartışmalar sabaha kadar devam ettiler.
*Tartışmalar sabaha kadar devam ettiler.
d)Çoğul sayılar özne ise yüklem tekil
olur.
*İki kişi
bankayı soymuşlar.
*Derse on öğrenci girmediler.
*Bana beş soru bıraktılar.
*Derse on öğrenci girmediler.
*Bana beş soru bıraktılar.
e)Saygı,sitem,küçümseme gibi durumlar
için özne tekil de olsa yüklem çoğul yapılabilir.
*Ahmet Bey
bizi hatırlamadılar.
*Ayşe Hanım odasında yoklar.
*Ayşe Hanım odasında yoklar.
f)Öznede belgisiz zamir ya da
belgisiz sıfat varsa
yüklem tekil olur.
*Hiçbiri
sizi görmüyorlar.
*Herkes bu konuda aynı fikirdeydiler.
*Birçok kişi aynı sorunu tartışıyorlar.
*Herkes bu konuda aynı fikirdeydiler.
*Birçok kişi aynı sorunu tartışıyorlar.
g)Bir cümlede birden fazla özne varsa
ve bu öznelerin biri 1. kişi ise yüklem 1. çoğul olur.
*Ali, Ahmet
ve ben dün size uğramıştık.
*Ben ve kardeşim size inanmıyoruz.
*Ben ve kardeşim size inanmıyoruz.
h)Birden fazla özneden biri 2.kişi ise
yüklem 2.çoğul;öznelerin biri 3.kişi ise yüklem 3. çoğul olur.
*Sen ve
kardeşin derse girmemişsiniz.
*Ahmetle o bu akşam gelecekler.
*Ben,sen,o burada nöbet tutacağız.
*O ve Murat bunu hemen yapacaklar
*Ahmetle o bu akşam gelecekler.
*Ben,sen,o burada nöbet tutacağız.
*O ve Murat bunu hemen yapacaklar
4)Tümleç
Yanlışları:
Özellikle
sıralı cümlelerde
tümleç (dolaylı tümleç,nesne,zarf tümleci) kullanılması gereken yerde
kullanılmamışsa anlatım bozulur.Bir tümlecin birden çok yüklem için ortak
kullanımı mümkündür.Ancak bu ortak tümleç yüklemlerden birine dahi uymazsa
cümlede anlatım bozukluğu doğar.Tümleç yanlışlarını şu başlıklar altında
inceleyebiliriz:
a)Dolaylı
Tümleç Eksikliği:
*Düşman
kenti bombaladı ; ama giremedi.
*Çukurova’nın toprağı insanı diriltir, umut verir.
*Sizi önemseyen ve inanan insanlar var.
*Gençlerden çok şey bekliyoruz;fakat değer vermiyoruz.
*Kadının içeri girmesiyle çıkması bir oldu.
*Bu evden nefret ediyordu ;ancak darda kalınca geliyordu.
*Çukurova’nın toprağı insanı diriltir, umut verir.
*Sizi önemseyen ve inanan insanlar var.
*Gençlerden çok şey bekliyoruz;fakat değer vermiyoruz.
*Kadının içeri girmesiyle çıkması bir oldu.
*Bu evden nefret ediyordu ;ancak darda kalınca geliyordu.
b)Zarf
Tümleci Eksikliği:
*Yeni
yetişen sanatçılara yardım eder,ilgilenirdi.
*Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor.
*Arkadaşlarını aradı,sonra buluştu.
*Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı.
*Senin sorunlarını çözmeye çalışıyor; başa çıkmak için uğraşıyoruz.
*Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor.
*Arkadaşlarını aradı,sonra buluştu.
*Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı.
*Senin sorunlarını çözmeye çalışıyor; başa çıkmak için uğraşıyoruz.
c)Nesne
Eksikliği:
*Size
teşekkür etmek ve kutlamak istiyor.
*Yazıya özendiği,dikkatle yazdığı belliydi.
*Sana telefon açmış,merak ediyormuş.
*Evin onarımını haftaya bitirecek , sonra da satacak.
*Bu kuralların gerekli olduğunu biliyorum;ama uygulayamıyorum.
*Yardıma muhtaç olanlara yardım eder , doyururdu.
*Onun sıcacık sesi bize ulaşır,mutlu ederdi.
*Yazılarında, halkı soyanlara çatar,yerin dibine batırırdı.
*Suçlunun evini bastılar,yakalayıp polise teslim ettiler.
*Yazıya özendiği,dikkatle yazdığı belliydi.
*Sana telefon açmış,merak ediyormuş.
*Evin onarımını haftaya bitirecek , sonra da satacak.
*Bu kuralların gerekli olduğunu biliyorum;ama uygulayamıyorum.
*Yardıma muhtaç olanlara yardım eder , doyururdu.
*Onun sıcacık sesi bize ulaşır,mutlu ederdi.
*Yazılarında, halkı soyanlara çatar,yerin dibine batırırdı.
*Suçlunun evini bastılar,yakalayıp polise teslim ettiler.
5)Tamlama
Yanlışları:
a)Bir sıfatla bir adın ortak tamlanana
bağlanması anlatımı bozar:
*Doğa ve
toplumsal olayları inceledik.
*Dün epik ve aşk şiirleri okuduk.
*Askeri ve devlet okullarına giriş sınavı yapılacak.
*Gençlik, duygusal ve kişilik sorunları yaşıyor.
*Politik ve ahlak yozlaşması önemli bir sorundur.
*Dün epik ve aşk şiirleri okuduk.
*Askeri ve devlet okullarına giriş sınavı yapılacak.
*Gençlik, duygusal ve kişilik sorunları yaşıyor.
*Politik ve ahlak yozlaşması önemli bir sorundur.
b)Çoğul anlamı taşıyan bir sıfattan
sonra gelen ad tekil olmalıdır:
*Birçok
seneler geçti.
*Bizde iki türlü düşünürler vardır.
*Her türlü tedbirler alındı.
*Birçok festivaller düzenlendi bu yaz.
*Bin türlü çiçekleri derledim sana.
*Bizde iki türlü düşünürler vardır.
*Her türlü tedbirler alındı.
*Birçok festivaller düzenlendi bu yaz.
*Bin türlü çiçekleri derledim sana.
c)Tamlayan Eki Eksikliği:
*Her önüne
gelen aklına esen sözcüğü dilimize mal etmesi yanlıştır.
*Bu duygular geçici ve insanı yanıltıcı olduğu bilinmelidir.
*Büyük emek harcanarak yazılan eserler bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir.
*Bu duygular geçici ve insanı yanıltıcı olduğu bilinmelidir.
*Büyük emek harcanarak yazılan eserler bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir.
d)Tamlayan Eksikliği:
*Öğrenciye
bir şey vermeden gelişmesini umma.
*Arkadaşına yardım ederek mutlu olmasını sağladı.
*Tanıdıklarından alışveriş yaparak para kazanmalarına katkıda bulunurdu.
*Çocuklarıyla her konuyu konuşur , yanlışa düşmemelerine çalışırdı.
6)Eylem – Eylemsi Arasındaki Çatı Uyuşmazlığı:
*Arkadaşına yardım ederek mutlu olmasını sağladı.
*Tanıdıklarından alışveriş yaparak para kazanmalarına katkıda bulunurdu.
*Çocuklarıyla her konuyu konuşur , yanlışa düşmemelerine çalışırdı.
6)Eylem – Eylemsi Arasındaki Çatı Uyuşmazlığı:
Birleşik veya
sıralı cümlelerde aynı özneyi alan yüklemlerin her ikisi de etken veya
her ikisi de edilgen olmalıdır.
*Bütün
sorunlar halledilip öyle gidecekti.
*Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.
*Sorular çok dikkatli okuyarak çözülsün.
*Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş.
*Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.
*Sorular çok dikkatli okuyarak çözülsün.
*Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder