28 Mart 2015 Cumartesi

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI NOTLARI


UYUMSUZLUK
Örnek : öğrencinin yaşam koşullarının artırılması gerekir.
Cümlesinde yaşam koşulları kelıme grubu ile artırılması kelimesi arasında uyumsuzluk vardır.yaşam koşulları artırılmaz düzeltilir.
Örnek : buna ancak okullar karar verir uygular.
Buna uygular olmaz bunu uygular olur. Bu seferde bunu kelimesi ile karar verir kelime grubu arasında uyumsuzlk meydana gelmektedir.cümledeki uyumsuzluğun giderilmesi için cümlenin ıkıncı kez  yazılması gerekir.
Buna ancak okullar karar verir bunu okullar uygular.

ANLATIM BOZUKLUĞU

ÖZNE EKSİKLİĞİ
Örnek ;  “projenin hazırlıkları devlet tarafından tamamlandı  ve uygulamaya geçti”  cümlesinde özne eksiliği vardır .Cümlenin doğrusu “projenin hazırlıkları devlet tarafından tamamlandı ve proje uygulamaya geçti”olarak yazılır.

YÜKLEM EKSİKLİĞİ
“Konsere gelmek isteyip istemediğini,isterse akşam gideceğimizi söyledim” cümlesinde yüklem eksikliği var.Doğrusu “konsere gelmek isteyip istemediğini söyledim,isterse akşam gideceğimizi sordum” diye yazılır.

NESNE EKSİKLİĞİ
“Dünyanın öbür ucundan bize mektup yazar, sevindirir. Cümlesinde nesne eksikliği var.Doğrusu “dünyanın öbür ucundan bize mektup yazar,bizi sevindirir” diye yazılır.

TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ
“Akşamüstü evden ayrıldı ve bir daha dönmedi” cümlesinde tümleç eksikliği var.Doğrusu
“Akşamüstü evden ayrıldı ve eve bir daha dönmedi” diye yazılır.

EK-FİİL EKSİKLİĞİ
“Okulun en çalışkan  öğrencisidir ; saygılı ve ölçüsüz değildir”. Cümlesinde ek-fiil eksikliği vardır. Doğrusu “okulun en çalışkan öğrencisidir ; saygılıdır ve ölçüsüz değildir”. Diye yazılır.

EKLERİN YANLIŞ KULLANIMI
“Her insanlarla aynı samimiyeti yakalamak mümkün olmayabilir” cümlesinde eklerin yanlış kullanımı vardır. Doğrusu “ her insanla aynı samimiyeti yakalamak mümkün olmayabilir”. Diye yazılır.

ANLAM BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
1)Gereksiz Sözcük Kullanma:
Bir cümlede anlamları aynı olan veya anlamca biri diğerini içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
Açıklama: Fısıldamak zaten alçak sesle yapılan bir eylem olduğundan alçak sesi kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Kulağıma eğilerek bir şeyler fısıldadı.
*Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
Açıklama: Yürümek zaten yaya yapılan bir eylemdir, dolayısıyla yaya kelimesini kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bu yol yürümekle bitecek gibi değil.
*Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
Açıklama: Mektuplaşmak zaten karşılıklı yapılan bir eylemdir, dolayısı ile karşılıklı sözcüğünü kullanmaya gerek yoktur. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Onlar da beş yıldır mektuplaşıyorlar.
*Geçmişteki hatıralardan bir şikayetim yok.
Açıklama: Hatıra zaten geçmişte yaşananlardır, dolayısı ile geçmişte sözcüğünü kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Hatıralardan bir şikayetim yok.

2)Sözcükleri birbiriyle karıştırma:
Anlamları veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin karıştırılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.
  • Geri kalmışlık Türkiye’ye özel bir durum değil.
Açıklama: Bu cümlede özel sözcüğü ile özgü sözcüğü bir biri ile karıştırılmıştır. Geri kalmışlık özel bir durum olamaz. Cümlenin dorusu şu şekilde olmalıydı: Geri kalmışlık Türkiye’ye özgü bir durum değil.
  • Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
Açıklama: Bu cümleden yaklaşık sözcüğü ile yakın sözcüğü birbiri ile karıştırılmıştır. Cümlenin dorusu şu şekilde olmalıydı: Bu binalar gerçekten çok yakın yapılmış
  • Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
Açıklama: Bu cümlede de resim ile fotoğraf birbiri ile karıştırılmış. Unutmayın resim çizilir, fotoğraf çekilir. Cümlenin dorusu şu şekilde olmalıydı: Size birazdan düğün fotoğraflarını göstereceğim.
  • Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
Açıklama: Bu cümlede de “güçlendiren” ile “güçleştiren”  birbiri ile karıştırılmış. Sınıfta kalmayı güçlendirmek sizce de mantıksız bir kullanım değil mi? Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı:  Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçleştiren nedenleri araştırmak gerekir.
3) Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma:
Sözcük anlamlarına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da yanlış anlama gelecek şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.
  • Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
Açıklama: Cümlede bolluğa düşmek yanlış kullanılmıştır. Bolluk olumlu bir kavramdır, düşmek ise olumsuz kavramlarda kullanılır. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bu onların bolluğa kavuştukları zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
  • Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
Açıklama: Hatırlatmak daha önceden olmuş bir şeyi yeniden bilinç yüzeyine çıkartmaktır. Oysa bu cümlede program henüz yayımlanmamıştır ve izleyiciler bunu bilmemektedir. Dolayısıyla izleyicinin bilmediği bir şeyi hatırlatamazsınız, sadece tanıtırsınız.  Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını tanıtıyoruz.
  • Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
Açıklama:  Şans sözcüğünü sadece olumlu cümlelerde kullanabilirsiniz. Bu cümle sınavı kaybetmekten bahsediyor yani olumsuz bir cümledir, öyleyse bu cümlede şans yerine ihtimal ya da olasılık sözcüğü kullanılmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bence sizin bu sınavı kaybetme ihtimaliniz hiç yok.
  • Alınan bunca borç Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasını sağladı.
Açıklama: Sağlamak sözcüğü sadece olumlu cümlelerde kullanılır. Bu cümle olumsuz bir cümledir. Öyleyse bu cümle için sağlamak sözcüğü uygun değildir. Sağlamak sözcüğünün yerine neden oldu sözcük grubu kullanılmalıydı.  Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Alınan bunca borç Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasına neden oldu.
  • Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde cüzamlılar günü kutlanıyor.
Açıklama: Cüzam bir hastalıktır. Bir hastalık kutlanabilir mi? Elbette hayır. Öyleyse bu cümlede kutlanıyor sözcüğü yerine etkinlikleri düzenleniyor sözcük grubu kullanılmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde cüzamlılar günü etkinlikleri düzenleniyor.
4) Sözcüğün Yapısındaki Yanlışlık:
Bir sözcük dilbilgisi kurallarına aykırı türetilirse anlatım bozukluğu doğar.
  • Mehmet Efendi on beş yıldır bakkalcılık yapıyor.
Açıklama: Yaygın yanlışlardan biridir bu. Bakkalcılık değil bakkallık. -cı eki gereksiz kullanılarak sözcüğün yapısı bozulmuştur. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Mehmet Efendi on beş yıldır bakkallık yapıyor.
  • Yiyecekleri kokturmuşsun.
Açıklama: Kokturmuşsun değil kokutmuşsun olmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Yiyecekleri kokutmuşsun.
  • Bölgevi sorunlar artıyor.
Açıklama: Bölge sözcüğünün sonundaki ek nispet i‘sidir. Bu Türkçe bir ek değildir; ancak bölge Türkçe bir kelimedir. Nispet i’leri Türkçe kelimelere gelemez. Bölgevi değil bölgesel olmalıydı.   Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bölgesel sorunlar artıyor.
  • Bilinçleşmenin gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
Açıklama: Bilinçleşmenin sözcüğünün yapısı bozuktur. Sözcüğünün doğrusu bilinçlenmenin şeklindedir. Cümlenin doğrusu şu şekildedir: Bilinçlenmenin gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
5)Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler:
Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
  • Tarık çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
Açıklama: Cümledeki fazla topla oynuyor bölümüne dikkat edelim. Tarık’ın önünde birden fazla top var da Tarık bu toplarla mı oynuyor yoksa Tarık ayağında topu fazla mı tutuyor. Cümlede anlatılmak istenen elbette Tarık topu ayağında fazla tutuyor. Öyleyse fazla sözcüğü oynuyor fiilinden hemen önce getirilmelidir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Tarık çok iyi futbolcu ama topla fazla oynuyor.
  • Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkana uğrardı.
Açıklama: Cümledeki günde kırk kere ifadesine dikkat edelim. Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu mu satılıyor, yoksa günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkana mı uğruyor? Elbette anlatılmak istenen  Limonlu salatalık turşusu satan dükkana günde kırk kere uğrardı.
  • Burada her Allah’ın günü kaza oluyor.
Açıklama: İnancımıza göre Allah birdir. “Her Allah” kullanımı bu anlamda yanlıştır. Cümlenin doğrusu: Burada Allah’ın her günü kaza oluyor.
  • Başbakan Çin’e bu yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
Açıklama: Başbakan, bu yıl Çin’e 7 büyük gezi düzenlemiş bu son düzenlediği gezi bu bir yıl içinde Çin’e 8. gezisi midir yoksa başbakan bu yıl başka ülkelere 7 büyük gezi düzenlemiş bu son düzenlediği büyük 8. gezi Çin’e midir? Cümle yukarıdaki hali ile düşünülürse bu yıl yapılan tüm geziler Çin’edir. Oysa burada anlatılmak istenen şudur: Bu yıl 7 büyük gezi yapıldı 8.si Çin’edir. Öyleyse cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Başbakan bu yılın sekizinci büyük gezisini Çin’e yapıyor.
6)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması:

Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.Genellikle kesinlik ihtimal çelişkisi görülür.
  • Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
Açıklama: Cümlede geçen “hiç şüphesiz” ve “olsa gerek” sözcüklerine dikkat edelim. “hiç şüphesiz”  kesinlik ifade ederken “olsa gerek” olasılık ifade etmektedir. Bir cümle ya kesindir ya da değildir, ikisi bir arada bulunamaz. Bu ifadelerden birini çıkartmamız gerekiyor. Cümle iki şekilde düzeltilebilir: 1. Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkandır.  2. Bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
  • Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
Açıklama: Bu cümlede de aynı şekilde anlamca çelişen sözcüklerin aynı cümlede kullanılmasından kaynaklı bir anlatım bozukluğu var. Cümleden “şüphesiz” ya da “olmalı” sözcüklerinden biri çıkarılmalıdır.
  • Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
Açıklama: Kesinlikle” ve “ayağa kaldırabilir” sözcükleri kesinlik – ihtimal yönüyle uyumsuzdur. Aynı cümlede ikisi bir arada kullanılamaz.

8) Gereksiz Yardımcı Eylemler Kullanma:

Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir kelimenin yardımcı eylem alarak çekimlenmesi yanlıştır.
  • Boşuna umut etme oraya gelmeyeceğim.
Açıklama: “Umut” fiili doğrudan çekimlenebilecek durumdadır, öyleyse “etme” yardımcı eylemeni kullanmaya gerek yoktur. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Boşuna umutlanma oraya gelmeyeceğim.
  • Benden kuşku etmemelisin.
Açıklama:kuşku” sözcüğü doğrudan çekimlenebilecek durumdadır, öyleyse “etme” yardımcı eylemi gereksiz kullanılmıştır. Cümlenin doğrusu : Benden kuşkulanmamalısın.

9) Mantık Hataları:

İyi ve sağlam bir cümlenin temel mantık ilkelerine uygun olması gerekir aksi taktirde anlatım bozukluğu yapılmış olur.
  • Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.
Açıklama: Şehir içinde dahi gezilmeyecek biri ile nasıl dünya turuna çıkılabilir ki? Öyleyse cümle şu şekilde düzeltilmelidir:  Seninle değil dünya turuna çıkmak, şehir içinde  bile gezilmez.

  • Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme; hatta sara nöbetlerine dahi yol açabilir.
Açıklama: Sara nöbetleri ölümden daha kötü bir şey midir ki de “hatta” sözcüğünden sonra sara nöbetleri sözcük grubu getiriliyor? Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse sara nöbetlerine; hatta ölüme dahi yol açabilir.
  • Tezgahtar müşterinin aldığı oyuncağı kağıda sardı ve müşteriye verdi.
Açıklama: Cümledeki mantık hatasını tam olarak anlayabilmeniz için elinize bir kağıt bir de oyuncak alın ve oyuncağı kağıda sarın. Ama dikkat edin lütfen oyuncağı kağıda sarın, kağıdı oyuncağa değil. Cümlenin doğrusu şu şekilde olamlıydı:
10)Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları:
Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.
*Ehliyetini polis almış öyle mi?
*Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben biliyordum.
*Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Not 1:Bazen de bu belirsizlik noktalama işaretleriyle giderilir.
*Hırsız, çocuğu kovaladı.
*Genç, adama seslendi.
*O, soruları yapamadı.
Not 2: Bazen de eş sesli sözcüğün cümlede 2 anlama da gelebilecek şekilde kullanılmasından kaynaklanan anlam belirsizliği ortaya çıkar:
Anasayfa > Türkçe Konuları > Anlatım Bozuklukları

Anlatım Bozuklukları

22 Aralık 2012 tarihinde admin tarafından eklendi.
ANLAM BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
1)Gereksiz Sözcük Kullanma:
Bir cümlede anlamları aynı olan veya anlamca biri diğerini içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
Açıklama: Fısıldamak zaten alçak sesle yapılan bir eylem olduğundan alçak sesi kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Kulağıma eğilerek bir şeyler fısıldadı.
*Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
Açıklama: Yürümek zaten yaya yapılan bir eylemdir, dolayısıyla yaya kelimesini kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bu yol yürümekle bitecek gibi değil.
*Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
Açıklama: Mektuplaşmak zaten karşılıklı yapılan bir eylemdir, dolayısı ile karşılıklı sözcüğünü kullanmaya gerek yoktur. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Onlar da beş yıldır mektuplaşıyorlar.
*Geçmişteki hatıralardan bir şikayetim yok.
Açıklama: Hatıra zaten geçmişte yaşananlardır, dolayısı ile geçmişte sözcüğünü kullanmak gereksizdir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Hatıralardan bir şikayetim yok.

2)Sözcükleri birbiriyle karıştırma:
Anlamları veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin karıştırılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.
  • Geri kalmışlık Türkiye’ye özel bir durum değil.
Açıklama: Bu cümlede özel sözcüğü ile özgü sözcüğü bir biri ile karıştırılmıştır. Geri kalmışlık özel bir durum olamaz. Cümlenin dorusu şu şekilde olmalıydı: Geri kalmışlık Türkiye’ye özgü bir durum değil.
  • Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
Açıklama: Bu cümleden yaklaşık sözcüğü ile yakın sözcüğü birbiri ile karıştırılmıştır. Cümlenin dorusu şu şekilde olmalıydı: Bu binalar gerçekten çok yakın yapılmış
  • Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
Açıklama: Bu cümlede de resim ile fotoğraf birbiri ile karıştırılmış. Unutmayın resim çizilir, fotoğraf çekilir. Cümlenin dorusu şu şekilde olmalıydı: Size birazdan düğün fotoğraflarını göstereceğim.
  • Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
Açıklama: Bu cümlede de “güçlendiren” ile “güçleştiren”  birbiri ile karıştırılmış. Sınıfta kalmayı güçlendirmek sizce de mantıksız bir kullanım değil mi? Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı:  Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçleştiren nedenleri araştırmak gerekir.

3) Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma:
Sözcük anlamlarına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da yanlış anlama gelecek şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.
  • Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
Açıklama: Cümlede bolluğa düşmek yanlış kullanılmıştır. Bolluk olumlu bir kavramdır, düşmek ise olumsuz kavramlarda kullanılır. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bu onların bolluğa kavuştukları zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
  • Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
Açıklama: Hatırlatmak daha önceden olmuş bir şeyi yeniden bilinç yüzeyine çıkartmaktır. Oysa bu cümlede program henüz yayımlanmamıştır ve izleyiciler bunu bilmemektedir. Dolayısıyla izleyicinin bilmediği bir şeyi hatırlatamazsınız, sadece tanıtırsınız.  Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını tanıtıyoruz.
  • Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
Açıklama:  Şans sözcüğünü sadece olumlu cümlelerde kullanabilirsiniz. Bu cümle sınavı kaybetmekten bahsediyor yani olumsuz bir cümledir, öyleyse bu cümlede şans yerine ihtimal ya da olasılık sözcüğü kullanılmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bence sizin bu sınavı kaybetme ihtimaliniz hiç yok.
  • Alınan bunca borç Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasını sağladı.
Açıklama: Sağlamak sözcüğü sadece olumlu cümlelerde kullanılır. Bu cümle olumsuz bir cümledir. Öyleyse bu cümle için sağlamak sözcüğü uygun değildir. Sağlamak sözcüğünün yerine neden oldu sözcük grubu kullanılmalıydı.  Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Alınan bunca borç Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasına neden oldu.
  • Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde cüzamlılar günü kutlanıyor.
Açıklama: Cüzam bir hastalıktır. Bir hastalık kutlanabilir mi? Elbette hayır. Öyleyse bu cümlede kutlanıyor sözcüğü yerine etkinlikleri düzenleniyor sözcük grubu kullanılmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde cüzamlılar günü etkinlikleri düzenleniyor.

4) Sözcüğün Yapısındaki Yanlışlık:
Bir sözcük dilbilgisi kurallarına aykırı türetilirse anlatım bozukluğu doğar.
  • Mehmet Efendi on beş yıldır bakkalcılık yapıyor.
Açıklama: Yaygın yanlışlardan biridir bu. Bakkalcılık değil bakkallık. -cı eki gereksiz kullanılarak sözcüğün yapısı bozulmuştur. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Mehmet Efendi on beş yıldır bakkallık yapıyor.
  • Yiyecekleri kokturmuşsun.
Açıklama: Kokturmuşsun değil kokutmuşsun olmalıydı. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Yiyecekleri kokutmuşsun.
  • Bölgevi sorunlar artıyor.
Açıklama: Bölge sözcüğünün sonundaki ek nispet i‘sidir. Bu Türkçe bir ek değildir; ancak bölge Türkçe bir kelimedir. Nispet i’leri Türkçe kelimelere gelemez. Bölgevi değil bölgesel olmalıydı.   Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıydı: Bölgesel sorunlar artıyor.
  • Bilinçleşmenin gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
Açıklama: Bilinçleşmenin sözcüğünün yapısı bozuktur. Sözcüğünün doğrusu bilinçlenmenin şeklindedir. Cümlenin doğrusu şu şekildedir: Bilinçlenmenin gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız: 
  • Her şeyi pahalılandırmışsınız.
  • Dilimizi çirkinletmeyelim.
  • Sizce bu kişi kaçtı mı kaçtırıldı mı?
5)Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler:
Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
  • Tarık çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
Açıklama: Cümledeki fazla topla oynuyor bölümüne dikkat edelim. Tarık’ın önünde birden fazla top var da Tarık bu toplarla mı oynuyor yoksa Tarık ayağında topu fazla mı tutuyor. Cümlede anlatılmak istenen elbette Tarık topu ayağında fazla tutuyor. Öyleyse fazla sözcüğü oynuyor fiilinden hemen önce getirilmelidir. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Tarık çok iyi futbolcu ama topla fazla oynuyor.
  • Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkana uğrardı.
Açıklama: Cümledeki günde kırk kere ifadesine dikkat edelim. Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu mu satılıyor, yoksa günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkana mı uğruyor? Elbette anlatılmak istenen  Limonlu salatalık turşusu satan dükkana günde kırk kere uğrardı.
  • Burada her Allah’ın günü kaza oluyor.
Açıklama: İnancımıza göre Allah birdir. “Her Allah” kullanımı bu anlamda yanlıştır. Cümlenin doğrusu: Burada Allah’ın her günü kaza oluyor.
  • Başbakan Çin’e bu yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
Açıklama: Başbakan, bu yıl Çin’e 7 büyük gezi düzenlemiş bu son düzenlediği gezi bu bir yıl içinde Çin’e 8. gezisi midir yoksa başbakan bu yıl başka ülkelere 7 büyük gezi düzenlemiş bu son düzenlediği büyük 8. gezi Çin’e midir? Cümle yukarıdaki hali ile düşünülürse bu yıl yapılan tüm geziler Çin’edir. Oysa burada anlatılmak istenen şudur: Bu yıl 7 büyük gezi yapıldı 8.si Çin’edir. Öyleyse cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Başbakan bu yılın sekizinci büyük gezisini Çin’e yapıyor.

6)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması:


Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.Genellikle kesinlik ihtimal çelişkisi görülür.
  • Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
Açıklama: Cümlede geçen “hiç şüphesiz” ve “olsa gerek” sözcüklerine dikkat edelim. “hiç şüphesiz”  kesinlik ifade ederken “olsa gerek” olasılık ifade etmektedir. Bir cümle ya kesindir ya da değildir, ikisi bir arada bulunamaz. Bu ifadelerden birini çıkartmamız gerekiyor. Cümle iki şekilde düzeltilebilir: 1. Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkandır.  2. Bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
  • Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
Açıklama: Bu cümlede de aynı şekilde anlamca çelişen sözcüklerin aynı cümlede kullanılmasından kaynaklı bir anlatım bozukluğu var. Cümleden “şüphesiz” ya da “olmalı” sözcüklerinden biri çıkarılmalıdır.
  • Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
Açıklama: Kesinlikle” ve “ayağa kaldırabilir” sözcükleri kesinlik – ihtimal yönüyle uyumsuzdur. Aynı cümlede ikisi bir arada kullanılamaz.
Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız: 
  • Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
  • Müdür Bey bu adam için:”Çok mütevazı , burnundan kıl aldırmayan biridir.”diyor.
  • Artık kesinlikle böyle bir hataya düşmeyebilir.
  • Okulu bitireli hemen hemen tam on yıl oldu.
  • Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.

Deyim ve Atasözü Yanlışları:

Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ve halk diline,kültürüne yerleşmiş kelime gruplarıdır.Bu yüzden deyimlerdeki kelimeler kesinlikle değiştirilemez.Kullanılan deyim, cümleye de uygun olmalıdır.
  • Babasını görünce paçaları tutuştu.
Açıklama: Paçaları tutuştu değil, etekleri tutuştu şeklinde olmalıydı. Deyimler kalıplaşmış sözcük gruplarıdır ve eş anlamlısıyla dahi değiştirilemez. Cümlenin doğrusu: Babasını görünce etekleri tutuştu.
  • Çok acıktım midem zil çalıyor.
Açıklama:  Deyimin aslı karnı zil çalmaktır. Cümlenin doğrusu:  Çok acıktım karnım zil çalıyor.

  • O kadar kalabalık ki çuvaldız atsan yere düşmez.
Açıklama: Deyimin aslı “iğne atsan yere düşmez”dir. Cümlenin doğrusu: O kadar kalabalık ki iğne atsan yere düşmez.
  • Ev sahibi ,Ayşe Hanıma bu ne şıklık böyle deyince Ayşe Hanım üzerine alındı.
Açıklama: Cümlede deyim yerinde kullanılmamıştır, yani bu cümleye uygun değildir. Cümlenin dorusu şu şekilde olabilir: Ev sahibi ,Ayşe Hanıma bu ne şıklık böyle deyince Ayşe Hanım mutlu oldu.

8) Gereksiz Yardımcı Eylemler Kullanma:

Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir kelimenin yardımcı eylem alarak çekimlenmesi yanlıştır.
  • Boşuna umut etme oraya gelmeyeceğim.
Açıklama: “Umut” fiili doğrudan çekimlenebilecek durumdadır, öyleyse “etme” yardımcı eylemeni kullanmaya gerek yoktur. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Boşuna umutlanma oraya gelmeyeceğim.
  • Benden kuşku etmemelisin.
Açıklama:kuşku” sözcüğü doğrudan çekimlenebilecek durumdadır, öyleyse “etme” yardımcı eylemi gereksiz kullanılmıştır. Cümlenin doğrusu : Benden kuşkulanmamalısın.
Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız: 
  • Senin düşüncelerin hiçbir zaman bana etki etmez.
  • Bu işi onun yapabileceğinden şüphe etmiyorum.
Not: Bu konuyu bazı kaynaklar anlatım bozukluğu olarak kabul etmez. YGS ve LYS’de de şimdiye kadar böyle bir soru çıkmamıştır.

9) Mantık Hataları:

İyi ve sağlam bir cümlenin temel mantık ilkelerine uygun olması gerekir aksi taktirde anlatım bozukluğu yapılmış olur.
  • Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.
Açıklama: Şehir içinde dahi gezilmeyecek biri ile nasıl dünya turuna çıkılabilir ki? Öyleyse cümle şu şekilde düzeltilmelidir:  Seninle değil dünya turuna çıkmak, şehir içinde  bile gezilmez.

  • Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme; hatta sara nöbetlerine dahi yol açabilir.
Açıklama: Sara nöbetleri ölümden daha kötü bir şey midir ki de “hatta” sözcüğünden sonra sara nöbetleri sözcük grubu getiriliyor? Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır: Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse sara nöbetlerine; hatta ölüme dahi yol açabilir.
  • Tezgahtar müşterinin aldığı oyuncağı kağıda sardı ve müşteriye verdi.
Açıklama: Cümledeki mantık hatasını tam olarak anlayabilmeniz için elinize bir kağıt bir de oyuncak alın ve oyuncağı kağıda sarın. Ama dikkat edin lütfen oyuncağı kağıda sarın, kağıdı oyuncağa değil. Cümlenin doğrusu şu şekilde olamlıydı:
Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız: 
  • Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık.
  • Karar TBMM’nin 230’a karşı 190 oyla aldığı bir kararla kabul edildi.
10)Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları:
Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.
*Ehliyetini polis almış öyle mi?
*Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben biliyordum.
*Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Not 1:Bazen de bu belirsizlik noktalama işaretleriyle giderilir.
*Hırsız, çocuğu kovaladı.
*Genç, adama seslendi.
*O, soruları yapamadı.
Not 2: Bazen de eş sesli sözcüğün cümlede 2 anlama da gelebilecek şekilde kullanılmasından kaynaklanan anlam belirsizliği ortaya çıkar:
  • Eve ondan önce dönmelisin. (Saat veya kişi)
  • Eski Türklerde törenin önemi büyüktür. (Töre ve tören)
  • Osmanlıda kadının önemli bir yeri vardır. (Kadı – kadın)

11)Karşılaştırma Hataları:
Bazı cümlelerden iki farklı anlam çıkabilmektedir.Bu tip karşılaştırma bildiren cümlelerdeki anlatım bulanıklığı giderilmediği taktirde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
*Adam,politikayla karısından çok ilgileniyor.
*Bu kötü insanlara sizden çok kızıyorum.
*Sen onu benden çok aradın.
1)Yüklem Yanlışlığından Doğan Anlatım Bozuklukları:
Yüklemle ilgili yanlışlıklar, yüklemin çatı,kişi,zaman,yardımcı eylemler,ek eylemler gibi noktalarda cümleye uygunluk göstermemesi durumudur.
*Kahvaltıda peynir,ekmek ve çay içtik.
*İçkiyi az sigarayı hiç içmem.
*Kimin dürüst,kimin dürüst olmadığını biliyor.
*Suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını söyle.
*Baloya güzel bir elbise ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.
*Çocuklarıyla bazen çok bazen de hiç ilgilenmezdi.
*Sabahları erken kalkar ve sakin havada koşuyordu.
*Annem yemek pişiriyor biz de ona yardım ediyorduk.
*Boyu kısa , bedeni de pek biçimli değildi.
*Aldığı şeyler hem pahalı hem de kaliteli değilmiş.
*Bu geziye okulumuz öğrencilerinden ve disiplin cezası almayanlar katılabilecek.
2)Özne Yanlışlığından Doğan Anlatım Bozuklukları:
Cümlede öznenin bulunmamasından,öznenin gereksiz ekler almasından, ya da özne olmayacak bir sözün özne gibi kullanılmasından kaynaklanır.
*Dernek müdürünün yetkileri alındı ve kovuldu.
*O insanların sayısı azalıyor bulunmaz oluyor.
*Belediye tarafından yaptırılan dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve hizmete girdi.
*Yaşlı adamın parası alınarak evine gönderildi.
*Viraja hızlı giren aracın lastiği patladı ve kaza yaptı.
*Herkes kazayı seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.
*Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyor,yerinden kalkamıyordu.
*Filmin güzelliği herkesi etkiledi;çünkü güzel çekilmişti.
3)Özne Yüklem Uyuşmazlığından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu:
Öznenin tekillik çoğulluk ve şahıs bakımından uyuşması gerekir;aksi taktirde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
a)Topluluk isimleri özne ise yüklem tekil olur;ancak topluluk isimleri çoğul eki alıyorsa yüklem de alabilir.
*Bizim takım sahaya çıktılar.
*Takımlar nihayet sahaya çıktılar.
*Ordular uzun süredir savaşıyor.
b)Bitki,hayvan,cansız varlık ve organ isimleri çoğul durumda özne ise yüklem tekil olur.
*Nedense köpekler sabaha kadar havladılar.
*Çiçekler sıcaktan kurumuşlar.
*Bu sıralar çok sağlam yapılmışlar.
*Seni görünce gözlerim dolar.
Not:İnsan dışı varlıklar kişileştirme yolu ile çoğul özne ise yüklem de çoğul olabilir.
*Martılar denize dalıp dalıp çıkıyorlar.
*Martılar bize selam getirdiler.
*Dağlar beyaz şallarını omuzlarına attılar.
c)Eylem isimleri ,çoğul özne ise yüklem tekil olur.
*Gülüşmeler çok uzun sürdüler.
*Tartışmalar sabaha kadar devam ettiler.
d)Çoğul sayılar özne ise yüklem tekil olur.
*İki kişi bankayı soymuşlar.
*Derse on öğrenci girmediler.
*Bana beş soru bıraktılar.
e)Saygı,sitem,küçümseme gibi durumlar için özne tekil de olsa yüklem çoğul yapılabilir.
*Ahmet Bey bizi hatırlamadılar.
*Ayşe Hanım odasında yoklar.
f)Öznede belgisiz zamir ya da belgisiz sıfat varsa yüklem tekil olur.
*Hiçbiri sizi görmüyorlar.
*Herkes bu konuda aynı fikirdeydiler.
*Birçok kişi aynı sorunu tartışıyorlar.
g)Bir cümlede birden fazla özne varsa ve bu öznelerin biri 1. kişi ise yüklem 1. çoğul olur.
*Ali, Ahmet ve ben dün size uğramıştık.
*Ben ve kardeşim size inanmıyoruz.
h)Birden fazla özneden biri 2.kişi ise yüklem 2.çoğul;öznelerin biri 3.kişi ise yüklem 3. çoğul olur.
*Sen ve kardeşin derse girmemişsiniz.
*Ahmetle o bu akşam gelecekler.
*Ben,sen,o burada nöbet tutacağız.
*O ve Murat bunu hemen yapacaklar
4)Tümleç Yanlışları:
Özellikle sıralı cümlelerde tümleç (dolaylı tümleç,nesne,zarf tümleci) kullanılması gereken yerde kullanılmamışsa anlatım bozulur.Bir tümlecin birden çok yüklem için ortak kullanımı mümkündür.Ancak bu ortak tümleç yüklemlerden birine dahi uymazsa cümlede anlatım bozukluğu doğar.Tümleç yanlışlarını şu başlıklar altında inceleyebiliriz:
a)Dolaylı Tümleç Eksikliği:
*Düşman kenti bombaladı ; ama giremedi.
*Çukurova’nın toprağı insanı diriltir, umut verir.
*Sizi önemseyen ve inanan insanlar var.
*Gençlerden çok şey bekliyoruz;fakat değer vermiyoruz.
*Kadının içeri girmesiyle çıkması bir oldu.
*Bu evden nefret ediyordu ;ancak darda kalınca geliyordu.
b)Zarf Tümleci Eksikliği:
*Yeni yetişen sanatçılara yardım eder,ilgilenirdi.
*Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor.
*Arkadaşlarını aradı,sonra buluştu.
*Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı.
*Senin sorunlarını çözmeye çalışıyor; başa çıkmak için uğraşıyoruz.
c)Nesne Eksikliği:
*Size teşekkür etmek ve kutlamak istiyor.
*Yazıya özendiği,dikkatle yazdığı belliydi.
*Sana telefon açmış,merak ediyormuş.
*Evin onarımını haftaya bitirecek , sonra da satacak.
*Bu kuralların gerekli olduğunu biliyorum;ama uygulayamıyorum.
*Yardıma muhtaç olanlara yardım eder , doyururdu.
*Onun sıcacık sesi bize ulaşır,mutlu ederdi.
*Yazılarında, halkı soyanlara çatar,yerin dibine batırırdı.
*Suçlunun evini bastılar,yakalayıp polise teslim ettiler.
5)Tamlama Yanlışları: 
a)Bir sıfatla bir adın ortak tamlanana bağlanması anlatımı bozar:
*Doğa ve toplumsal olayları inceledik.
*Dün epik ve aşk şiirleri okuduk.
*Askeri ve devlet okullarına giriş sınavı yapılacak.
*Gençlik, duygusal ve kişilik sorunları yaşıyor.
*Politik ve ahlak yozlaşması önemli bir sorundur.
b)Çoğul anlamı taşıyan bir sıfattan sonra gelen ad tekil olmalıdır:
*Birçok seneler geçti.
*Bizde iki türlü düşünürler vardır.
*Her türlü tedbirler alındı.
*Birçok festivaller düzenlendi bu yaz.
*Bin türlü çiçekleri derledim sana.
c)Tamlayan Eki Eksikliği:
*Her önüne gelen aklına esen sözcüğü dilimize mal etmesi yanlıştır.
*Bu duygular geçici ve insanı yanıltıcı olduğu bilinmelidir.
*Büyük emek harcanarak yazılan eserler bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir.
d)Tamlayan Eksikliği:
*Öğrenciye bir şey vermeden gelişmesini umma.
*Arkadaşına yardım ederek mutlu olmasını sağladı.
*Tanıdıklarından alışveriş yaparak para kazanmalarına katkıda bulunurdu.
*Çocuklarıyla her konuyu konuşur , yanlışa düşmemelerine çalışırdı.

6)Eylem – Eylemsi Arasındaki Çatı Uyuşmazlığı:
Birleşik veya sıralı cümlelerde aynı özneyi alan yüklemlerin her ikisi de etken veya her ikisi de edilgen olmalıdır.
*Bütün sorunlar halledilip öyle gidecekti.
*Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.
*Sorular çok dikkatli okuyarak çözülsün.
*Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder